MINI?

1956 yılında İngiltere’de yaşanan benzin kıtlığı yüzünden “ADO15” (Austin Drawing Office Project Number 15) projesi olarak ilk defa fikir bazında ortaya çıktı. Ülkede büyük araçların satışları düşmüş, insanlar genellikle Alman menşeili küçük sınıf araçlara yönelmişti.

O dönemde BMC’nin (British Motor Company) başındaki isim olan “Leonard Lord” ülkede yaşanan kriz yüzünden acil bir şekilde bir araç tasarlanmasını istiyordu. Tasarım açısından belirli ve kesin kriterleri vardı: tasarlanacak araç 3m. uzunluğunda, 1.2m genişliğinde ve 1.2 m. yüksekliğinde olmalı ve 3 m. uzunluğun 1.8 m.si yolculara ayrılmalı; araçta kullanılacak motor ise maliyet problemleri yüzünden kullanılan bir motor üzerinden geliştirilmeliydi.

1955 yılında BMC’e geri dönen “Alec Issigonis” küçük araç tasarımında ustaydı. Hemen “Mini’yi” tasarlamak için çok küçük bir takım kuruldu. Issigonis yanına daha önceden birlikte çalıştığı arkadaşları “Jack Daniels” ve “Chris Kingham” ile iki tane mühendislik öğrencisi ve dört tane de teknik ressam aldı.

Kurulan bu takım 1957 yılında ilk prototip olan ve ismini renginden alan “Tutuncu Kutuyu” (The Orange Box) üretmeyi başardı.
Bu araç önden çekişli, süspansiyon sistemi küçük kauçuk koni şeklinde, kullanılan motor 4 silindirli, su soğutmalı, benzinli ve 848cc idi.

Mini’ye en önemli özelliği olan “go-kart hissi veren araç” unvanını kazandıran 4 tekerleğin aracın tam köşelerine yerleştirilmesi de ilk defa bu araçla birlikte ortaya çıktı.
Jantlar 10’’ büyüklüğündeydi ve o güne kadar var olmayan bu büyüklükteki lastiklerde “Dunlop” tarafından üretildi.
Maliyetleri düşürmek amacı ile kapı ve bagaj bağlantı noktaları aracın dışında tasarlanmıştı.
Ayrıca amaçlanan küçük araçta maksimum iç hacim de bu aracın karakteristik özelliği oldu.

“Bir restoranda arkadaşı ile otururken Mini’nin karakteristik hatlarını tasarlayan ve Mini’nin yaratıcısı olan Alec Issigonis ortaya çıkacak bu aracın dünyada çığır açabileceğini tahmin edememişti.”